İçindekiler
Sırp Ortodoks Kilisesi’nin Kurucusu Aziz Sava ve Aziz Sava Katedrali
Yine Belgrad sınırları içerisindeyiz. Kilisenin çanları çalıyor, anlayacağınız üzere burası Belgrad’ın en meşhur kiliselerinden biri olan Aziz Sava Kilisesi (Hram svetog Save). Aziz Sava Katedrali veya Kilise’si olarak bilinen bu muhteşem yapı 1935 yılında inşa edilmeye başlanıyor. İkinci Dünya Savaşı patlak verince, Kilisenin mimarisinin inşasına ara veriliyor. Naziler bombalıyor burayı, bunun sonucunda burası çok büyük hasar görüyor. Yugoslavya döneminde ise kilisenin inşasına izin verilmiyor. Bu nedenlerle kilise yarım kalıyor, bugün de hala içerisine baktığımız zaman mimarisinin devam ettiğini görebiliyoruz.
Burada yaşayan insanlardan, halktan toplanan bağışlarla kilisenin yapımına devam edilmeye çalışılıyor. Mimariye baktığımız zaman ise aynı bizim İstanbul’daki Sultan Ahmet’te bulunan Aya Sofya Müzesi’nin mimarisini andırıyor. Kubbeleri özellikle dikkat çekiyor. Burası için dünyanın en büyük Ortodoks kiliselerinden biri olduğu söyleniyor. Kilisenin içine girdiğinizde, çok büyük bir alanı kapladığını göreceksiniz. 12 000 kişi aynı anda burada ibadet edebiliyor. Etrafınıza baktığınızda da insanların huzur içinde ibadetlerini gerçekleştirdiklerini görebilirsiniz. Katedralin içinde özel hazırlanan bölümlerde mum dikiyorlar. Bu inanışta mum oldukça önemli bir yere sahip.
Sırbistan’da yaşayanların çoğu Hıristiyanlık Dininin Ortodoks mezhebine inanıyorlar. Bu nedenle ülkede Ortodoks kiliseleri çok fazla.
Belgrad’ın ikonik yapılarından biri Aziz Sava Katedrali. Pek çok kişi burayı camiiye benzetiyor yapısı itibari ile. Hatta Aya Sofya’ya benzetenler var. Haçları saymazsak benzemiyor da değil hani. Ama burası Balkanların en büyük Ortodoks Katedrali. Yaklaşık 10 bin kişiyi aynı anda ağırlayabiliyor. Adını da Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu Aziz Sava’dan alıyor.
Katedralin yapımı bağışlarla sürdürüldüğü için dışı yıllar önce tamamlanmış olsa da, içindeki inşaat hala devam ediyor.
Aziz Sava Kilisesi Mimari Özellikleri
Sveti Sava yani Aziz Sava olarak adlandırılan bu kilise, Belgrad’ın sembollerinden birisi ve şehrin işlek yerlerinden biri olan Slavija Meydanı’na çok yakın. Katedrali Terazije Meydanı‘ndan rahatça görebilirsiniz.
Mimarisi, alışa geldiğimiz camii mimarisine çok benziyor. Kubbesinde haç olmazsa insanlar çok rahat camii zannedecekler. Kilise bizim Aya Sofia’ya benzetilmiş. Bahçesinde bir de ufak kilise var. Balkanların en büyük kilisesi olarak biliniyor Sveti Sava Katedrali. Kilise inşaatı aslında 1935 yılında başlamış. Patlak veren II. Dünya savaşı ve ardından iktidarda olan komünistlerin kilise yapımına sıcak bakmamalarından 1988 yılına kadar inşaatta hiç birşey yapılmamış. Kilise, bugün bile hala tamamlanamamış ve çalışmalar devam ediyor. Henüz 100 yıllık olan kilisenin içerisinde onarım çalışmaları var.
Aziz Sava (Sveti Savа) Kimdir?
1175 yılında dünyaya gelen Aziz Sava, Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusudur. Babası Sırp Krallığı’nın önemli bir yöneticisi olan Stefan Nemanja ve annesi de Ana Nemanja’dır. Ailenin üçüncü ve son çocuğudur. Asıl adı Rastko’dur, bu ismi vaftiz olduktan sonra almıştır. Ailesi, tahtın gelecekteki sahiplerinden biri olan Prens Rastko’yu 18. doğum gününde evlendirmek istemiş ancak, dünyevi şeylere karşı ilgisi olmadığından evlenmeyi istememiştir. Bunun üzerine ailesini terk edip bir grup rahip ile kutsal bir dağ olarak bilinen Athos Dağı’na gitmiştir. Babası bu durumdan endişelenmiş onu geri getirmeleri için bir grup askeri Athos Dağı’na göndermiş. Geri dönmek istemeyen Rastko manastırın baş rahibine gitmiş ve onu hemen o gün keşiş yapmasını dilemiş. Rastko kısa bir süre sonra Sava adını alarak bir keşiş olmuş. Keşiş kıyafetleri ile askerlerin karşısına çıkmış ve ailesine verilmek üzere bir mektup vermiş.
Aziz Sava, Bulgaristan’daki bir ayini yönettikten sonra hastalanır ve bu hastalık zatürreye dönüşür. Bundan çok kısa bir süre sonra 1235 yılında, 60 yaşında hayatını kaybeder. İlk önce Trnovo’daki katedrale gömülür ama 2 yıl sonra, yani 1237 yılında Sırbistan’daki Miloševo manastırına getirilir. Sava 1253 tarihinde ise resmen Aziz ilan edilmiştir. Aziz Sava’nın Sırplara, Ortodoksluğun ne olduğunu öğreten bir din adamı olduğunu söylerler.
1389 yılındaki Kosovo Savaşı ile Osmanlılar Balkanları fethetmeye başlamıştır. Sırp asıllı olan Sinan Paşan’nın komutasındaki Osmanlılar 1595 yılında, isyan çıkaran halkın direncini kırmak istemiş. Bunun için de Aziz Sava’nın reliklerini halkın önünde yaktırmıştır. Bugün Sırbistan bayrağında da bulunan ve Sırp milli mottosu olan “Sadece birlik ve beraberlik Sırpları kurtaracaktır” buradan gelmektedir. Sırbistan bayrağındaki dört tane “C” Само Cлога Србина Cпасава kril alfabesindeki baş harflerini temsil ediyor. Sırbistan’ın ve Balkanların en büyük kilisesi olan bu yapı Aziz Sava’nın reliklerinin yakıldığı yerde inşa edilmiş.