İçindekiler
Rio de Janeiro Gezilecek Yerler
Yola çıkmadan önce, herşeyi yerinde dinlemek, hissetmek ve öğrenmek adına, herhangi bir gezi rehberi ya da internet araştırmasına girmem genel olarak. Çünkü her şehrin, sokağın, ülkenin kısacası ayak basılan her kara parçasının, dişi ya da erkek bir ruha sahip olduğuna inanırım. Lakin sabah güne Amazon ormanlarının içinde, zirvesi bulutlarla kaplı bir dağın yamacının başladığı yerde gözümü açtığımda tuhaf bir his vardı içimde. Bu şehir tek bir ruh barındırmıyordu. Yeşilin maviyle buluştuğu, mavinin şehirle bütünleştiği bu yer; Rio de Janeiro idi ve biraz dişi biraz erkek ama en önemlisi tam bir Latin’di.
Latin bir güzelin içten ve samimi tebessümünü andıran ve yaklaşık 4 km uzunluğunda Copacabana plajına kendini atarak başlamalı güne. Karşınıza çıkan ilk büfeye uğrayın ve bir meyve seçin. Mesela dalından koparıldığı gibi içine bir pipet koyularak size sunulan bir hindistan cevizi iyi bir tercihtir kahvaltı için.
Kurtarıcı İsa Heykeli (Cristo Redentor)
Şehrin bir çok yerinden görünen Corcovado Dağı, zirvesine dikilen 38 metrelik “Kurtarıcı İsa Heykeli (Portekizce: Cristo Redentor) nin görkemiyle ayrı bir önem taşımaktadır. Tercih edilen güzergaha göre enaz 1 saat süren bir yolculuğun ardından o büyüleyici noktaya varıyorsunuz. Oraya çıkmadan önce hava durumunu dakikalık olarak kontrol etmek önemlidir çünkü bazen heykelin dibindeyken bile onu görememe ihtimaliniz çok yüksektir, üzerine çöken bulutlardan dolayı. Burası, şehri bir kartpostal gibi görebileceğiniz nadir noktalardan biridir.
Sugarloaf Mountain (Kesme Şeker Dağı)
Burdan sonra istikamet “Sugarloaf Mountain “ (Kesme Şeker Dağı). 396 metre yüksekliğindeki bu dağa, kesme şekere benzemesinden dolayı bu isim verilmiş ve teleferik sistemiyle inanılmaz bir yolculuğun içinde buluyorsunuz kendinizi. Harika bir kahve içtikten sonra kendinizi manzaranın etkisine bırakın. Ardından Ipanema plajını uğrayın ve o güne kadar gördüğünüz tüm plajları bir kenara bırakın.
Favela
Yazımın başında şehirlerin ruhlarından bahsetmiştim ve Rio’nun tek bir ruhu olmadığını belirtmiştim. Anlattığım yere kadar baktığınızda hayalinizde dişi bir ruh canlanacaktır. Ancak bundan sonra ki kısımda bu şehrin asi ve erkek ruhunu sizlere anlatacağım yani “Favela”(Gece kondu mahallelerine verilen isim)’yı.
Favela’ların tarihini internetten kolaylıkla bulabilirsiniz. Ancak Rio’ya gidip buraları gezmezseniz, kesinlikle dünyanın herhangi bir tatil beldesinde hissedeceklerinizden fazlasını hissetmezsiniz Rio’ya dair. Medyada yansıtıldığı kadarıyla bize her zaman tehlikeli görünen bu yerleri ziyaret ettiğinizde, yaşayan bir kitabın hüznü anlatan sayfalarında yürüyormuş gibi hissedersiniz kendinizi; çünkü şehrin tepesine dikilmiş Kurtarıcı İsa’nın eli sanki buralara hiç değmemiş.
Oysa uzun yıllar önce özgürlüklerine kavuşmuş kölelerin yerleştiği bu yerler, 21. yüzyılda insanların köle gibi yaşadığı gerçeğini bir tokat gibi şehrin diğer yakasına yapıştırıyor. Öyle ki; bazı yerleri gerçekten de tehlikeli olan bu kesim, tepesine kurulan teleferik sistemiyle, turistlere buraları yukarıdan bir bakışla da olsa görme şansı veriyor. İşte dünyanın en iyi futbolcularının ortaya çıktığı kesim burası. Çünkü her tarafta futbol oynayan çocuklar var ve bizim çocuklarımızın okula gitme imkanı bulduğu o yaşlarda onlar maalesef sadece futbol oynayabiliyorlar.
Sonuç
Dünyaca ünlü karnavalları, Samba dansı, doğanın neredeyse bozulmadan turizm cennetine dönüştürülmesiyle yaratılan bu şehir, hem gözünüzü hem de gönlünüzü doyuracak kadar zengin bir ruha sahip.
Gözleri ve tebessümünde hüzne rastaladığınız güzel bir kadın görürseniz eğer dünyanın herhangi bir yerinde; bilin ki bu kadın ya Rio’nun Favela kesimindendir, ya da doğduğu topraklar Ermenistan’dır, ki bundan sonra ki yazımda sizleri Ermenistan’a doğru bir yolculuğa çıkaracağım.
Şimdi, fiyatları çok uygun olan helikopter turlarından birini ayarlayın ve Rio de Janeiro’nun ruhlarından arınıp manzarasına bırakın kendinizi.